Blog

Yaratıcı Endüstrilerde Endüstriyel Tasarım

Dr. Öğr. Üyesi Can ÖZCAN

İzmir Ekonomi Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Endüstriyel Tasarım

Tasarımcıların ve yaratıcı endüstrilerin mitolojik figürü olmaya en yakın aday kim olur diye sorsalar, yarı insan yarı tanrı Prometheus pek çok kişinin ortak adayı olabilir.

Tanrıdan ışığı çalma cesareti ve becerisini kullanıp insanlara aydınlık getiren, bunun için de sonu gelmez acılar çekeceği işkencelere katlanan  Prometheus hem tasarımcılar hem de yaratıcı faaliyet gösterenleri temsil için uygun bir figür olsa da bugün ne yazık ki o Prometheus, elindeki iş başvuru formları ile dünyadaki insanların çoğuna sırtını dönmüş ve yeteneklerini de tanrıları aydınlatmaya adamış görünmektedir.

Her ne kadar adlarında endüstri geçse de yaratıcı endüstriler, endüstriyel tasarım ya da endüstri ürünleri tasarımı kavramlarındaki endüstriyel olanın bundan yüz hatta elli yıl öncesinin endüstri kavramlarıyla aynı olmadığını kavramamız gerekiyor. Bu bağlamda da şimdiki kuşakların yaratıcı endüstriler ve tasarım donanımı, endüstriyel değil endüstri sonrası bir bağlamda ele alınmalı yaşadığımız krizi de mevcut sistemin bir arızası olarak değil, bu dönüşüm ve evrimleşme sürecinin bir parçası olarak değerlendirilmelidir.

“Gençlere yalan söylemek yanlıştır”

‘Endüstriyel Tasarım’ın önemli bir bileşeni olduğu endüstriyel kapitalizmi 20. yüzyıl boyunca uğraştıran Soğuk Savaş, Doğu Bloku, Sovyetler Birliği gibi olguların ortadan kalkmasıyla 21. yüzyıla “Global” bir iyimserlikle girer dünya. Artık tehdit unsurları da ortadan kalktığı için kapitalist sistem global pazar için global üretim ve tüketime dayalı bir model olarak tıkır tıkır işleyecektir. Bu iyimserlik içinde 1960 ve 1970’li yılların özellikle çevreye, bireysel ve sosyal ilişkilere dair kaygılar içeren söylemleri de gündemden düşer. Ta ki 21. yüzyılın ilk 20 yılı bitmek üzereyken bütün dünyayı etkisine alan Covid-19 pandemik virüs krizi ortaya çıkana kadar. Sağlık, sosyal ve ekonomik boyutları daha fazla ön planda yer alsa da ortaya çıkan bu kriz reel anlamda en çok “endüstriyel” olan olguları etkileyecektir ki ‘Endüstriyel Tasarım’ın da bundan etkilenmemesi kaçınılmaz olacaktır.

1960 ve 1970’li yılların gündemden düşen tasarım söylemlerinden biri olarak anılan ancak peşpeşe yaşanılan krizlerle birlikte yeniden gündeme gelmeye başlanan Victor Papanek “Design For The Real World” adlı kitabının

tasarım eğitimine ayrılmış 11. bölümü önce Yevgeny Yevtushenko’dan “Gençlere yalan söylemek yanlıştır” dizesi ardından da şu cümlelerle başlar (Papanek, 1971, s.244):

“ Tasarımcıların eğitimi (neredeyse bütün diğer eğitimler gibi) becerilerin öğrenilmesine ve bir felsefenin içselleştirilmesine dayanır. Ne yazık ki bizim okullarımızda bunların ikisi de yanlıştır. Öğrettiğimiz beceriler büyük çoğunlukla artık bitmekte olan bir dönemin süreçleri ve çalışma metodları ile ilgili iken felsefe ise la vie boheme olarak tabir edilebilir bir çeşit kişisel bohem dışavurumculukla kar amaçlı vahşi bir ticari anlayışın eşit miktarlarda bir karışımıdır. “

Victor Papanek

Gerçek Dünya İçin Tasarım

Bu satırları takip eden neredeyse elli yıl boyunca bu olgu değişmediği gibi yukarıda sözü edilen global iyimserlikle daha fazla da ivme kazanır. Yaşanan süreç bir anlamda Papanek’i neredeyse haksız çıkaracak bir yönde ilerler gibi görünse son elli yıl içinde giderek derinleşen ekonomik, doğal, sosyal ve hatta psikolojik denebilecek mikro krizler tam da bugünkü, ister doğal ister yapay gerçekleşmiş olsun, bugün ortaya çıkan pandemi krizinin patlak vermesine doğrudan hizmet ederler. Tarihsel pekçok figür gibi, Victor Papanek de endüstriyel tasarım için romantik bir geçmiş figürüne dönüşürken, onun “Design For The Real World” ve onu takip eden “The Green Imperative” (1990) kitapları da kütüphanelerde daha az okuna okuna tozlara karışır ama içerikleri bugün yaşadığımız süreçte çok daha büyük önem kazanır  Bu dönemde Endüstriyel Tasarım eğitimi veren kurumlar daha fazla, daha iyi, daha ucuz, daha çarpıcı, daha hızlı ürünlerin tasarlanmasına dair eğitim programları işletirler. Bu süreç mobilya gibi, otomotiv gibi en yaygın endüstriyel ürün tasarımı alanlarının da tekstil sektöründeki gibi moda kavramına özgü süreçlerle ele alındığı bir süreci başlatır. Daha hızlı ve kısa sürede tüketilen ürünler ve sürekli talebe dayalı sürekli tasarım arzı endüstriyel tasarımın da bir anda popülerleşmesine neden olur. Benzer bir iyimserlik profesyonel alanda da kendisini göstermeye başlar. 1990’lı yıllara kadar endüstriyel tasarım olgusunu bırakın kullanmayı, bilmek ve anlamlandırmakta dahi zorlanan endüstriyel sektörler, biraz da gümrük birliği ve buna dayalı çeşitli yasal düzenlemelerin de zorlamasıyla endüstriyel tasarım ve endüstriyel tasarımcılara yönelmişlerdir. Ekonomi ve sanayi politikalarında da özellikle inovasyon-yenilik kavramının öneminin artmasıyla da tasarım olgusu da teşvik edilen bir faaliyet alanına dönüşmüştür. Aslında endüstrinin bu süreçte tasarıma ve tasarımcıya yönelmesi de gönüllü değil, zorunlu yaşanan bir gelişim olmuştur ve halen de öyle devam etmektedir.

Covid -19 ile koşul ve kuralların değişmeye başlaması

Günümüzde Covid-19 pandemik virüs krizi olarak tanımlanan süreç de aslında hem endüstriyel tasarımı hem de endüstriyel tasarımcıyı geçerli kılan, koşul ve kuralların değişmeye başlamasından başka birşey değildir. Birey olma ve birey olarak faaliyet gösterme her ne kadar Batı kültürünün en temel ögesi olarak Reform ve Rönesansı takip eden Aydınlanma, Bilim ve Teknoloji, Endüstri Devrimi gibi dönemlerin en temel bileşeni iken günümüzde dünyanın geldiği noktada bireysel faaliyet olarak görülen, örneğin endüstriyel tasarım gibi faaliyetler bile, çok daha karmaşık sistemsel özellikler gösterirlerken bireyler de bu karmaşık yapılar içinde yaratıcı olmaktan çok operatif roller üstlenerek faaliyet göstermektedirler. Her ne kadar adına kriz de dense bu aslında endüstriyel tasarımı ortaya çıkaran koşulların yaklaşık iki yüzyıl sonra değişmeye başlamasıdır ve bunun dinamiklerini de yine tasarımcıların bugüne kadar eğitimlerine karıştırmadıkları kişilerde aramaları gerekecektir. Endüstriyel tasarımcıların stüdyolarına sokmadıkları isimler bu değişimin dinamiklerini çoktan tanımlamışlar, tasarımcılar için de yaratıcı bir rolden çok evrimsel bir rolün mümkün olabileceğini ortaya koymuşlardır.

Hani geleceğin mesleği değil miydi endüstriyel tasarım?

Darwin gibi,  Freud gibi pek çok bilimsel öncüyü takip eden Stephen Jay Gould, Richard Dawkins, Y.N. Harari, Jared Diamond, Steve Taylor gibi günümüz bilim insanlarının da uzlaştıkları nokta bilim tarihindeki tüm büyük gelişmelerin ortak temasının, farklılıklarına rağmen, kozmik küstahlığımıza ve bencilliğimizin öncelediği çıkarlarımıza peşpeşe darbeler indirmekten ibaret olduğudur. Bu günümüzün Covid-19 pandemik virüs krizinde yaşanan süreç içinde hepimizin bizzat tanık olacağı şekilde gerçekleşmektedir. Kopernik, Galileo ve Newton dünyanın evrendeki konumunu ve diğerleriyle ilişkisini ortaya koyarak dünyanın evrenin merkezi olduğu algısını nasıl değiştirdiyse, Darwin de insanın diğer türlerle ilişkisini ve onlara göre konumunu ortaya koyarak, bütün türlerden ayrıcalıklı üstün bir tür olduğu algısını kökten değiştirmiştir. Aynı şeyi Freud, insanın rasyonel aklı yanında bilinçaltının da bulunduğunu ve etkisini ortaya koyarak yapmıştır. Günümüzde bu söylemi sesleri yeniden ve daha gür duyulacak biçimde Joval Noah Harari, Jared Diamond gibi isimler sürdürmektedirler. Endüstriyel tasarım eğitiminde de yapılması gereken belki de tasarımcının bu neredeyse ayrıcalıklı yaratıcı kimliğinin değiştirilmesi ve endüstriyel tasarım evreni içindeki konumunun ve diğer ögelerle ilişkisinin yeniden konumlandırılması olmalıdır. Son yaşanan kriz de göstermiştir ki bugün yarı tanrı pekçok Prometheus elinde kalın özgeçmişleri ve parlak portfolyalarıyla iş aramak durumunda kalmasına çok da anlam verememektedir. Hani geleceğin mesleği değil miydi endüstriyel tasarım, ya da Endüstriyel Tasarım? Belki de gerçekten öyledir ama önce eğitiminden başlayarak neye odaklanacağı konusunu yeniden gözden geçirmek gerekliliği vardır. İşte tam da bu noktada BM 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri yol gösterici olabilir.

25-27 Eylül 2015 New York’taki Birleşmiş Milletler Genel Merkezinde gerçekleştirilen BM Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesinde 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri 193 ülkenin imzası ile kabul edilir. Bu yeni gündem Covid-19 Pandemik Virüs krizini de ön görürcesine insanlar, gezegen ve refah için bir eylem planıdır, aynı ve daha geniş özgürlük anlayışı içerisinde dünya barışını güçlendirmeyi de amaçlamaktadır. Yayınlanan 17 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi Yaratıcı Endüstriler ve Endüstriyel Tasarım için de gereken amaç ve boyutlarını göstermektedir. Bu 17 hedefin hepsi ama özellikle 3, 4, 6, 7, 9, 11, 12 ve 17 numaralı olanlar eski adıyla ICSID-International Council of Societies of Industrial Design, yeni adıyla da WDO-Dünya Tasarım Örgütü tarafından tasarım eğitimleri, uygulamaları ve araştırmaları için de öncelikli hedefler olarak tanımlanmıştır. Bunlar sırasıyla

Hedef 3: Insanların Sağlıklı Bir Yaşam Sürmelerini Ve Herkesin Her Yaşta Refahını Sağlamak;

Hedef 4: Herkesi Kapsayan Ve Herkese Eşit Derecede Kaliteli Eğitim Sağlamak Ve Herkese Yaşam Boyu Eğitim Imkanı Tanımak;

Hedef 6: Herkesin Suya Ve Sanitasyona Erişimini Sağlamak Ve Su ile Sanitasyonun Sürdürülebilir Yönetimini Garanti Altına Almak;

Hedef 7: Herkes Için Erişilebilir, Güvenilir, Sürdürülebilir Ve Modern Enerji Sağlamak;

Hedef 9: Dayanıklı Altyapı Inşa Etmek, Sürdürülebilir Ve Kapsayıcı Sanayileşmeyi Ve Yeni Buluşları Teşvik Etmek;

Hedef 11: Kentleri Ve Insan Yerleşim Yerlerini Herkesi Kucaklayan, Güvenli, Güçlü Ve Sürdürülebilir Kılmak;

Hedef 12: 2030 Yılına Kadar, Yeterli, Güvenli Ve Uygun Fiyatı Konut Ve Temel Hizmetlere Herkesin Erişimini Ağlamak Ve Gecekondu Bölgelerini Iyileştirmek;

Hedef 17: Sürdürülebilir Kalkınma Için Küresel Ortaklığın Uygulama Araçlarını Güçlendirmek Ve Küresel Ortaklığı Canlandırmakdır.

Bu hedefler Yaratıcı Endüstriler olarak adlandırılan çok daha geniş kapsamlı bir endüstri anlayışı için de temel bir rehber ve yol haritası işlevi görmektedir. Yaratıcı Endüstri alanlarında faaliyet gösteren tasarımcıların da bu hedefleri gerçekleştirmeye yönelik bilgi, beceri ve yöntem eğitimi almaları öncelikli bir zorunluluktur.

* İEÜ+KREA İzmir Ekonomi Üniversitesi Yaratıcı Ekonomi Araştırma ve Uygulamaları Dergisi, 2687-4709 Yayın No’lu 6/2020 sayısında online ve basılı olarak da yayınlanan yazıdan kısaltılarak derlenmiştir.

Dr. Öğr. Üyesi Can ÖZCAN

Yrd. Doç. Dr. Can Özcan lisans derecesini ODTÜ Endüstri Tasarımı Bölümü’nden 1988 yılında aldı. Yüksek lisansını 1991’de, doktorasını ise 1996’da Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde tamamladı. 1990 yılından itibaren araştırma görevlisi olarak çalıştığı Dokuz Eylül Üniversitesi’ndeki görevinden 1996 yılında ayrıldı ve İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümünün kurucu kadrosu içinde yer aldı. 1999-2003 yılları arasında İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü Bölüm Başkan Yardımcılığı görevini üstlendi. 2003-2004 yıllarında bir dönem İstanbul Yeditepe Üniversitesi, Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü’nde de öğretim üyesi olarak çalışan Dr. Özcan, kuruluş hazırlıkları aşamalarında da yer aldığı İEÜ, Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi, Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü başkanlığı görevini sürdürmektedir.

Ürün tasarımından grafik tasarımına kadar pek çok alanda profesyonel tasarımları bulunan Dr. Özcan lisans düzeyinde pek çok yerli ve yabancı üniversitede proje, method, ve sistem uygulamaları ile malzeme/üretim teknolojileri ile ilgili dersleri, lisans üstü düzeyde de ileri ürün geliştirme, tasarım yönetimi, ve tasarım evrimi derslerini vermektedir. Gıdadan ambalaj ve iklimlendirme sistemlerine ve mobilyaya dek uzanan farklı sektörlerde üniversite-sanayii işbirliğine dayalı tasarım projeleri gerçekleştirmekte olan Dr. Özcan’ın yurt içi ve yurt dışında basılmış çok sayıda bilimsel araştırması, sunumu ve tasarım ödülleri de bulunmaktadır.

ETMK Endüstriyel Tasarımcılar Meslek Kuruluşunun da kuruluşundan bu yana içinde aktif olarak yer almış olan Dr Özcan, İzmir Ekonomi Üniversitesi Tasarım Araştırma ve Uygulama Merkezi EKOTAM’ın da müdürlüğünü de sürdürmektedir.

DEKORLAR

ÜRÜNLER

ETİKETLER

AHŞAP

ATIK

COVİD 19

DOKULA

ENDÜSTRİYEL

ENDÜSTRİYEL TASARIM

GERİ DÖNÜŞÜM

HİJYEN

ISIL ENERJİ

KARANTİNA

KARBON AYAKİZİ

MASKE

MEKAN VE ÜRÜN TASARIMI

MESAFE

MOBİLYA TASARIM

ORMAN

ORMAN BAKIM

ORMAN VARLIĞI

ORMAN ÜRÜNLERİ

RENKLER

STARWOOD

TASARIM

ÇEVRE

İNEGÖL

SIFIR ATIK

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir